5 Haziran 2017 Pazartesi

FETÖ DARBE Mİ YAPACAK !?

Fetö terör yapılanması aleni, açık açık ve adeta sağıra bile duyuracak şekilde, darbe yapacağım Niye desin!?
Bu denli hoyrat olmasının gerekçesi ne ola ki !??
Oysa darbe, Ne denli sinsi, sessiz ve gizli olursa başarı oranı da o denli yüksek olacaktır. O halde burada stratejik bir akıl devrede. Ve biz bu akla fazlasıyla aşinayız. Bütün bu saptamalar sonrası durumu nasıl anlamalı ve nasıl okumalıyız !?
Elbette Devlet ve millet olarak teyakkuz halinde olmalı, rehavet ve boş verdimci, malayani hal içerisinde olma hakkına sahip değiliz. Lâkin, darbe sonrası devreye sokulan ohal ile atılan adımlar yabana atılır değil. Belki eksik, belki kusurlu ve belki yavaş ama her halükarda darbecilere ciddi darbelerin vurulduğu da bur başka gerçek. 
Pekı terör örgütünün bu pervasızca yaptığı açıklamayı nereye koymalı ve nasıl bir strateji geliştirmeliyiz !?
Ben, Bu durumun gerçekliğinden, hayata geçebilme ihtimalinden daha ziyade bir kaos oluşturma niyeti taşıdığı kanaatindeyim. Şöyle ki ; terörle mücadele içerisinde olurken, bir karmaşa, kaos daha fazla hukuksuzluk, Daha fazla hata ve daha fazla mağduriyet meydana getirecektir. Pekı oluşabilecek bir kaos ve akabinde meydana gelecek gayri ihtiyari yapılacak hatalar sonrasında nasıl bir seyir izleyecek !? İşte bence konunun en can alıcı noktası da tam burası.
Nasıl mı !?
Yargılamalar bitip, ohal devre dışı kaldıktan ve iç hukuk yolları tüketildikten sonra, örgütün tüm üyeleri mağdur edebiyatını daha bir gür sada ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacaklar. Ve bu güdümlü hukuk yapılanmanın, mevcut yüz binleri bulan davanın sadece %10'una bile baktığını ( mutlaka bakacağını ) hesaba katacak olursak vahametin boyutları da ortaya çıkmış olacaktır. İşte bu sebepledir ki, gerek Devlet aklı olarak ve gerekse millet olarak hukuk kaide ve kuralları içerisinde kalmamızın hayati önem arz ettiğini bir an bile dikkatten uzak tutmamalıyız. Henüz olay çok sıcak. Ve bu sıcaklık ve ihanetin boyutu elbette gerek Devlet ve gerekse millet olarak canımızı yakmakta ve henüz bu yara kabuk bile başlamamış durumdadır. Lakin acının, sızının boyutu her ne kadar büyük olsa bile, gerek Devlet ve gerekse millet olarak sağ duyudan uzaklaşmadan ve gelecekte olabilecek ve olması kesine yakın tehlikeye karşı şimdiden rasyonel yaklaşım ve direnç noktası oluşturmak zorundayız. Aksi halde yarın çok geç olacak...!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder