Fetö terör yapılanması aleni, açık açık ve adeta sağıra bile duyuracak
şekilde, darbe yapacağım Niye desin!?
Bu denli hoyrat olmasının gerekçesi ne ola ki !??
Oysa darbe, Ne denli sinsi, sessiz ve gizli olursa başarı oranı da o denli
yüksek olacaktır. O halde burada stratejik bir akıl devrede. Ve biz bu akla
fazlasıyla aşinayız. Bütün bu saptamalar sonrası durumu nasıl anlamalı ve nasıl
okumalıyız !?
Elbette Devlet ve millet olarak teyakkuz halinde olmalı, rehavet ve boş
verdimci, malayani hal içerisinde olma hakkına sahip değiliz. Lâkin, darbe
sonrası devreye sokulan ohal ile atılan adımlar yabana atılır değil. Belki
eksik, belki kusurlu ve belki yavaş ama her halükarda darbecilere ciddi
darbelerin vurulduğu da bur başka gerçek.
Pekı terör örgütünün bu pervasızca yaptığı açıklamayı nereye koymalı ve
nasıl bir strateji geliştirmeliyiz !?
Ben, Bu durumun gerçekliğinden, hayata geçebilme ihtimalinden daha ziyade
bir kaos oluşturma niyeti taşıdığı kanaatindeyim. Şöyle ki ; terörle
mücadele içerisinde olurken, bir karmaşa, kaos daha fazla hukuksuzluk, Daha
fazla hata ve daha fazla mağduriyet meydana getirecektir. Pekı oluşabilecek bir
kaos ve akabinde meydana gelecek gayri ihtiyari yapılacak hatalar sonrasında
nasıl bir seyir izleyecek !? İşte bence konunun en can alıcı noktası da tam
burası.
Nasıl mı !?
Yargılamalar bitip, ohal devre dışı kaldıktan ve iç hukuk yolları
tüketildikten sonra, örgütün tüm üyeleri mağdur edebiyatını daha bir gür sada
ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacaklar. Ve bu güdümlü hukuk
yapılanmanın, mevcut yüz binleri bulan davanın sadece %10'una bile baktığını (
mutlaka bakacağını ) hesaba katacak olursak vahametin boyutları da ortaya çıkmış
olacaktır. İşte bu sebepledir ki, gerek Devlet aklı olarak ve gerekse millet
olarak hukuk kaide ve kuralları içerisinde kalmamızın hayati önem arz ettiğini
bir an bile dikkatten uzak tutmamalıyız. Henüz olay çok sıcak. Ve bu sıcaklık
ve ihanetin boyutu elbette gerek Devlet ve gerekse millet olarak canımızı
yakmakta ve henüz bu yara kabuk bile başlamamış durumdadır. Lakin acının,
sızının boyutu her ne kadar büyük olsa bile, gerek Devlet ve gerekse millet
olarak sağ duyudan uzaklaşmadan ve gelecekte olabilecek ve olması kesine yakın
tehlikeye karşı şimdiden rasyonel yaklaşım ve direnç noktası oluşturmak
zorundayız. Aksi halde yarın çok geç olacak...!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder